Neden yaşlanıyoruz diye düşündüğünüzde yaşlanmayı durdurabilecek bir çözüm bulamıyorsunuz. Sınır tanımayan kozmetik, estetik ve sağlık sektörü daimi gençliğe kavuşmak isteyenlere umut vermeye devam etse de eninde sonunda her insanın yaşlanacağı gerçeğini ortadan kaldırmıyor; en azından henüz!
Neden Yaşlanıyoruz?
Yaşlanma aslında doğduğumuz andan itibaren vücudumuzun programlanmış olan
görevlerinden birisidir. Hormonların karmaşık şekilde gerçekleşen
etkileşimleri tarafından düzenlenir. Beslenme alışkanlığı (özellikle yağlı
besin tüketimi), metabolizmanın geniş işleyişi (serbest radikallerin oluşumu)
ve fazla kilolar da yaşlanma etkisini hızlandıran etkenlerdir. Ayrıca DNA
yapısındaki belirli bölgeler de yaşlanmadan direkt sorumludur.
Her hücre bölünmesi sırasında hücre içerisindeki genetik madde, kendini yeni hücreye aktarabilmek amacıyla kopyalar.
İşte bu kopyalama esnasında, genlerin uç noktalarındaki bazı özel bölgeler de
kısalarak yeni hücreye geçer. Dolayısıyla, her hücre bölünmesinde ve
yenilenmesinde bu özel bölgeler daha da kısalır ve bir süre sonra artık hücre
yenilenmesi gerçekleşemez. Yaşlılarda yaraların geç iyileşmesi ve dokuların
artık kendini yenileyememesi, bu nedene dayalıdır. Ayrıca metabolizmada
işlevini yitiren ve eskisi gibi etkinlik sağlamayan her aşama, yaşlanmayı
hızlandırır. Vücut hücrelerine ve onların işleyişine zararlı etkisi bulunan
her yabancı madde (alkol, sigara, radyoaktivite ve ağır metaller gibi çeşitli
mutajen*
maddeler, vs.) hem direkt olarak hem de bağışıklık sistemini zayıflatmak
suretiyle dolaylı olarak yaşlanmaya etkilidir. Belirli aşamalarda yapılan
müdahaleler, yaşlanma etkisini yavaşlatabilir ancak yaşlanmayı tam olarak
önleyebilmek henüz mümkün değildir.
Neden yaşlanıyoruz; çünkü sistem yaşlanmamız üzerine programlanmış durumda.
Kaynak: www.tutkuyayinevi.com | İlginç Bilgiler Ansiklopedisi
0 Yorumlar
Bu konu hakkındaki fikir ve görüşlerinizi yorumlarda yazmayı unutmayın.
EmojiEğer yorumunuz sistem tarafından görüntülenmiyorsa lütfen GMAIL hesabınızla giriş yaparak yeniden deneyin.